Ak kuyruksallayan – Motacilla Alba

akkuyruksallayan
Fotoğraf : ak kuyruksallayan

Şu sıralar hazır çevremizde de görebilirken,es geçmeyelim istedik kuyruğunu durdurmayan sayın akkuyruksallayanı.Tükiye’nin her yerinde rahatlıkla karşılaşabileceğimiz akkuyruksallayan,zayıf ve naif bir kuşumuzdur.Yaklaşık 18 cm boyutundadır.Siyah beyaz başı,gri sırtı ve kendine özgü uzun kuyruğu vardır.Dişisi biraz daha soluk renklidir.Kuyruğu siyah dış telekleri beyazdır.Suya yakın açık alanlarda yaşamayı ve avlanmayı tercih eder kendisi.Şehirde bizimle beraber yaşamaya oldukça adapte olmuşlardır,bina çatılarına ve taş çatlaklarına yuva yaparlar.böcek yiyerek beslenirler.Eşine sadık olması da insana yakınlık gösterdiği özelliklerindendir ve yuvasını koruma bilinci vardır.Üreme dönemleri Nisan’dan Ağustos’a kadar sürer.Yumurtlama dönemi 12 gün civarındadır.Yavru akkuyruksallayan yumurtadan çıktıktan sonra 3hafta içinde kendi yemeğini bulmaya başlar ve bağımsızlaşır.Denizli’de bu türü Çiftçi ya da Hasancık olarak da duyabilirsiniz.Adana!da da At Mitçiği denir kendisine.Redlist verilerine göre LC seviyesindedir,demek oluyor ki nesli tehlikede değildir.Sürekli kuyruğunu sallamasının 3 temek nedeni vardır.Birincisi sürekli tetikte olduğunu diğer türlere anlatmak,ikincisi avlarının dikkatini kuyruğuna çekip onları avlamak,üçüncüsü de diğer kuşlara gözdağı vermektir.Tetikte olan kuşumuzla iyi farkındalıklar!

Fırsat bulursanız şu siteye bakmanızı şiddetle tavsiye ediyoruz;
Birdlife

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz-

Sarı Akrep-Leiurus Abdullahbayrami

leiurus-abdullahbayrami

Kaynak

Türkiye’de endemik bir akrep,Sarı Akrep.İlk kez 1959 yılında Adıyaman’da görüldüğünde ‘Leiurus quinquestriatus’ adı altında kayıtlara geçmiş ve 2009’a kadar da bu şekilde anılmıştır.2009 yılında yapılan araştırmalar ile Türkiye’de bulunan türün ‘Leiurus quinquestriatus’ türünden çok farklı olduğu ispatlanmış ve Türkiye’nin çok değerli araknologlarından Abdullah Bayram’a ithafen ‘Leiurus Abdullahbayrami’ adı verilmiştir.Leiurus cinsinin Türkiye’deki tek temsilcisidir.Uzunluğu 85-100 mm arasındadır.5 lateral* göze sahiptir.Kurak step bölgelerde taş altlarında görülebilirler.Dünyanın en zehirli akreplerinden birisidir ayrıca.Türkiye’de yaşayan iki ölümcül akrepten biridir.Diğer bir ölümcül akrebimiz ‘kara akrep(Androctonus crassicauda)’ den 2 kat daha zehirlidir.Güneydoğu Anadolu’nun batısı yaşama alanıdır;en yoğun görüldüğü illerimiz ise Gaziantep ve Kilis’dir.Keşif türü bayağı hareketli geçmiştir.O günleri bir günlük gibi internete geçerek okumamıza imkan sağlayan Kadir Boğaç Kunt’a teşekkür ediyoruz.Okumanızı şiddetle tavsiye ederek buraya yönlendiriyoruz sizi :

Leiurus Abdullahbayrami – doğa tarihi

Keşfi medya dünyasında da duyulmuş bir türümüz bu.Birkaç habere de rastladık türü fark ettiğimizde,Abdullah Bayram ile ilgili detaylı bilgi de var haberin içinde.Sizlerin de okumanız için şuraya koyalım :

Leiurus Abdullahbayrami

Endemik akrebimizle,iyi farkındalıklar.

*lateral:yanal

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz-

Akdeniz Selvisi – Cupressus sempervirens

wm_normal_15488-_skenderun_063

Kaynak : Ağaçlar.net

Uzun zamandır girmediğimizi fark edince,mevsimine de uygun olması için bugünün türünü Akdeniz Servisi olarak seçtik.Servi de selvi de denir,bu keyfe kalmış.Antalya-Mersin civarında bolca görebildiğimiz bir tür;öyle ki batıl inançlarımızdan,filmlerimize kadar yerleşmiş bizlerde.15 metre ile 30 metre arasında seyir gösteren bir ağacımız.Her daim yeşildir,hatta ” sempervirens ” Latince’de ” her daim yeşil ” anlamındaki bir kelimeden gelmektedir.Ilıman iklimi severler,don gibi olaylara karşı hassasiyet gösterirler.Kayalık,taşlı,kurak yamaçlarda onları görme olasılığımız çok yüksektir.Yapraklarında yağ bezleri bulundurduğundan ezildiklerinde hoş bir koku çıkarırlar.Daha önceki bazı ağaçlarımızda rastladığımız gibi dişi-erkek ayırımı yapamayız,yani tek evciklidir;üzerinde hem erkek üreme hücresi üreten hem de dişi üreme hücresi üreten çiçekler bulunur.Erkek çiçekler sarımsı yeşil bir renkte,dar silindir şeklindedir;sonbaharda belirmeye başlar,Nisan ayına kadar olgunlaşır.Dişi çiçekler ise yuvarlak ve yeşildir;Nisan ayında oluşurlar.Tozlaşma Nisan ayında gerçekleşir.Kozalaklar küre biçimindedir ve iki yılda olgunlaşırlar.İlk başlarda renkleri yeşil iken zamanla kahverengiye döner.Çok dayanıklı bir bitkidir,öyle ki Vatikan’daki St. Peter Bazilikası’nın kapılarının yapımında kullanılmıştır.Paslanmaz çelik icadından önce alkol yapım aşamalarından damıtmada mayayı tutmak için kullanılan çıtalar bu ağaçtan yapılırdı.Ufak esintilerden dolayı bile eğilmesinden ötürü Meksika’da ”dram ağacı” lakabını almıştır.
akdeniz-servisi
Eski uygarlıkta da yası sembolize edermiş zaten selvi.Şimdi de pek farklı bir anılışı yok,ülkemiz de dahil olmak üzere pek çok avrupa ülkesinde de ‘mezar ağacı’ olarak biliniyor.Ölüm ve yas ile bu kadar iç içe geçirilmesindeki en önemli neden de ciddi bir kesik aldığında canlandırmanın neredeyse imkansız olması.Atena’da yas tutlan evler servi dallarından yapılmış çelenkler ile süslenirmiş.Ölü yakma bitene dek serviden yapılmış tütsüler söndürülmezmiş.Augustus saltanatı döneminde – Roma imparatorluğunun kurucusu ve ilk hükümdarı kendisi – yazan şair Ovid;keder ile selvi arasındaki ilişkiyi açıklayan çok bilinen bir miti kaleme almıştır.Yunan mitolojisinde ise Artemis ile Cyparissus ile ilişkilendirilmiştir.Türkiye’de ise yıllarca insanlar Kara servi,mezarlık servisi gibi isimlerle seslenmişler bu ağaca.Batıl bir inanca göre ölen insanların ruhları bu ağaçlar sayesinde göğe yükselir.Göğe yükselme özelliği tek inançları değil sanatı da etkilemiştir ülkemizde.Atıf Yılmaz’ın üzerindeki etkisini ”Selvi boylum al yazmalım ” filmine ismini verdirebilmesinden anlayabiliyoruz.Bir de Anadolu’nun kadim topraklarına bıraktığı izlere bakacak olursak;eskilerden günümüze sürme yapımında kullanılan bir ağaçtır servi.Gözleri güçlendirdiği söylenir büyüklerimiz tarafından.Öksürüğü kestiği de bir başka etkisi.Son kısmı da Akdeniz servisi ile ilgili karşımıza çıkan bir bilimsel çalışmaya ayıralım,egzoz dumanından gördüğü hasar ile ilgili yapılan bir çalışma kendisi;iyi farkındalıklar :

Akdeniz Servisi’nin yapraklarında taşıtların sebep olduğu kurşun kirliliği

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz-

Hayalet Yengeç- Ocypode Cursor

ocypode_cursor_tn460

           Şimdiki türümüz de Türkiye’de ha deyince göremesek de dikkat ettiğimiz takdirde deltalarda,kumlu plajlarda görebileceğimiz bir tür,hayalet yengeç.Kaynaklarda sert kabuklu olarak da geçiyor.Kendileri aslen Batı Afrika’nın yüksek gelgitli yerlerini bazen de kumlu plajları tercih ediyorlar yaşamak için.Muhteşem bir kamufle olma yetenekleri var kumun altına.Tonları kumla aynı olduğundan görülse dahi kıpırtısı, dikkat edilmediği sürece fark edilemeyebiliyor.Aşırı tuzu ve aşırı sıcağı sevmiyorlar.İyi bir avcıdır kendisi,deniz kaplumbağaları sanırım çok hoşlanmazlar bu türden yumurtalarını yediklerinden ötürü.Yuvaları deniz kenarının 3 metre içinden başlar fakat Akdeniz’de bu ihmal edilebilir.Başka bir hayalet yengeç yuvasına yaklaştığında onu uzaklaştırmak için uyarıcı bir ses çıkartırlar.Tuhaf olan kısımsa yuvalarından ayrılacaklarında kendilerinin orada yaşadığına dair kanıt bırakmazlar yuvalarını bozup uzaklaşırlar.Yukarıdaki fotoğraf,Ahmet Karataş tarafından Göksu Deltası’nda çekilmiştir.Tam ada martısı görmeye gittikleri sırada,küçük yengecimizi martımız ağzından düşürmüş.
Türkiye’ye Türkiye’nin kaplumbağalarını araştırmaya gelen Salvin Zankl de epey fotoğraflamış türümüzü Dalyan Deltası’nda   Salvin Zankl

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz-

Kafkas Kurbağası – Pelodytes caucasicus

358_502_464473_20092011165847

Kaynak

Doğu Karadeniz’i ve Kafkasları kendisine yaşam alanı olarak seçmiş kurbağamız,Kafkas Kurbağası.Boyu 6 santime kadar çıkabilir.Sırt bölgelerindeki renkler yeşilden griye hatta kahverengiye kadar farklılık gösterebilir.Erkeklerin sırtında pürüzlü bir deri bulunur.Karın bölgeleri beyazımsı renktedir.Üreme dönemleri olan yaz aylarında,erkek bireylerin karınlarında koyu renkli kabarcıklar oluşur.Dişiler yumurtalarını küçük derelere ve durgun sulara bırakabilirler.Yumurtalar fındık büyüklüğündedir,genellikle su bitkilerine yapışmış bir şekilde gözlenirler.Dişi bireyler tek seferde 1000 ila 1600 arasında yumurta bırakabilirler.Gündüzleri taşların alt kısımlarında gizlenir,geceleri avlanmaya çıkarlar.Doğal habitatları ılıman ormanlar,çalılıklar,nehirler,tatlısu bataklıkları ve tatlısu çağlayanlarıdır.Habitat kaybından ötürü nesilleri tehlike altındadır.IUCN Red List’ e göre NT kategorisinde yer alır.IUCN den tür ile ilgili daha detaylı bilgi edinmek isteyenler çekinmesinler :

IUCN Red List – Pelodytes Caucasicus

Tür ile ilgili daha fazla fotoğraf adına genelde de tercih ettiğimiz gibi Bayram Göçmen’e başvurmayı tercih ettik,iyi seyretmeler.

Kafkas Kurbağası – Bayram Göçmen

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz-

Lüfer – Pomatomus saltatrix

Bluefish-Pomatomus-Saltatrix002
Kaynak : WeHearthDiving

Sırtları uzun mu uzun,dişleri sivri mi sivri medyatik balığımız;Lüfer.Sırtında iki adet yüzgeci bulunur.Dünyanın tüm ılıman ve sıcak denizlerinde görülenilir.Ilık suların 10-200 metre derinliklerinde yaşarlar.Genellikle körfezlerde ve kıyıya yakın alandaki kumlu dipli alanlarda bulunurlar.Uzunluğu 110 santime,ağırlığı 11,5 kilograma ulaşabilir.Ülkemizde Mayıs ayında Marmara’daki ve boğazdaki lüferler beslenmek,üremek ve yazı geçirmek adına Karadeniz’e doğru yolculuğa koyulurlar.Bu çıkış Haziran’ın ilk haftasına kadar tamamlanmış olur.Eylül sonu-Ekim başı gibi Karadeniz’de yumurtlayan lüferler İstanbul Boğazı’ndan çıkmaya başlar.Gezici balıklardandır,Karadeniz-Ege arasında gezmeyi severler.Bin bir boyuna karşılık bin bir isimler anılır.Artan bir sıra ile :
* 12 cm ye kadar ——-> Defne Yaprağı
* 13 – 17 cm arası ——> Çinekop
* 18 – 20 cm arası ——> Sarıkanat
* 21 – 30 cm arası ——> Lüfer
* 30 – 50 cm arası ——> Kofana
* 50 cm den büyükleri —> Sırtıkara
Üremeleri bahar sonu ile yaz başıdır.Yumurtadan çıkan bireyler planktonlar ile beslenirler.Büyük bireyler ise boylarına göre istavrit,izmarit,zargana,kolyoz,uskumru,hamsi,kefal gibi küçük balıklar ile beslenmeyi tercih ederler.Yamyam lakabını hak edebilirler bazen;kendi türlerinin küçük boyutlularını da yiyebilirler.Medyatik balık diyerek açılışı yapmıştık,balığın Türkiye gündeminde önemi büyük.Avcılık ile ilgili başları dertte olan bir tür olan Lüfer,pek çok koruma kampanyasının da yüzü olmuştur bu nedenle.En yaşanılası örneği olarak,yolda giderken ” Lüfer Koruma Timi ” sticker’larının her yerde olduğunu fark edeceksiniz.Bu haberlerden derleme yaptık,en dikkat çekicilerinden 3 adedini şöyle paylaşalım :

Lüferde 20 cm. ‘ e istisna !

Lüfer Operasyonu

Alo 174 – Yavru Balık İhbarı

aLüfer koruma timi iş başında

Lüfer dendiğinde koruma çalışmaları penceresinde ilk akla – yukarıdaki linklerde yarısını kapladığından anlaşıldığı üzere – Greenpeace geliyor.Yavru balık koruma çalışmalarında öncü niteliği gören Greenpeace ‘ nin Seninki Kaç Santim ? kampanyasının sitesine tıklayarak;balıkların avlanma boyları ile ilgili çizelgeye ulaşıp,kampanyaya destek olabilirsiniz.

İngilizcede ‘ bluefish’ olarak anılan,denizin rengi adına sinecek kadar içsellemişbir lüferimiz ile,iyi farkındalıklar.

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz-

Orakkanat – Gonepteryx rhamni

citronfjaril
Kaynak

Uzun zamandır girmediğimiz bir sınıfın üyesini ağırlıyoruz bugün;Orakkanat.Bu güzel kelebeğimiz Ege sahilleri ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde daha az görülmek sureti ile tüm illerimizde görülür;taşlık alanları,çalılıkları ve ormanları tercih ederler.Mart-Kasım ayları arasında görebiliriz onları;hala -yukarıdaki özellikleri sağlayan bölgelerde tabi – görme şansımız vardır belki de.Erkeklerin kanatlarının üst kısımlarında kükürt sarısı,dişilerinkinde ise beyaz üzerine yeşilimtrak izler görülür;ikisinde de kanatların ortasında turuncu noktalar vardır.Kanatlarının yaprağa benzemesinin nedeni kanat üzerindeki damarlardır;bu özelliği de avantaja çevirerek etçillerden gizlenebilir.En uzun yaşayan kelebek türlerinden bir tanesidir;13 aydan fazla yaşadığı kayda geçmiştir – her ne kadar bu sürenin büyük çoğunluğunu kış uykusunda geçirmiş olsa da – .Bahar gelince uykudan kalkan ilk kelebeklerden biridir ayrıca.Bu tür o kadar güneş sever ki Ocak ayı başında güneşli günlerde bazı erkek yetişkinlerin uykularından kalktıkları görülmüştür.Mevsim koşullarına göre değişebilse de,Mart-Kasım ayları uçuş aylarıdır.Larvalar da pupalar da yeşil renktedir.Doğada ayırt edilmesi çok zordur bu nedenle,yırtıcılardan saklanma konusunda işlerine yarar bir özellikleri de budur.Türle ilgili bizim görüp beğendiğimiz birkaç adet fotoğraf da burada var bakmak isteyenler buyursunlar :

Orakkanat

Yararlanabileceğiniz,bizim de yararlarını esirgeyemeyeceğimiz ama üzülerek dilinin ingilizce olduğunu da belirteceğimiz;kelebekler adına çok kapsamlı bir siteyi de buraya yazıyoruz hemen :

UK Butterflies – Gonepteryx rhamni

Baharı anımsatan kelebeklerimizle,iyi farkındalıklar.

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz-

Karabaş Otu – Lavandula Stoechas

karaba_ otu11_001
Fotoğraf : dogaltedavi.net

Genellikle Akdeniz bölgesinde yetişen fakat Bodrum’da bile karşılaşabildiğimiz bir otumuz,Karabaş otu.Malum kışın gelmesi ile hastalıklara da bir yer açma zamanımız geldi yanı başımızda;hal bu hal olunca şifalı mı şifalı karabaş otunu yazmadan edemedik.30-100 cm büyüklüğüne kadar uzanabilen,çok yıllı bir bitkidir karabaş.Zor koşullara iyi direnir;kuraklıkla savaşmayı iyi bilir.Mayıs-Ağustos civarında güzel renkli çiçeklerini açarlar.Hermafrodittirler -tıpkı bahçe salyangozları gibi,orada açıklamıştık ne manası olduğunu oraya dönebilir dileyen bir göz atmak için-.Bu nedenle cinsiyetli otlarımız çoğalmak için arılar gibi yardımcılara hiç hayır demezler.Gelelim saymakla bitmeyecek derken mecaz yapmadığımız faydalarına.Eskiden Andadolu’da ağrılara,uyuşukluğa,el-ayak titremelerine,kalbe,baş ağrılarına karşı en önemli ve kuvvetli ilaçlardan biri olarak adını duyurmuştur karabaş.Şimdilerde bilinen şifalarına gelelim;damar duvarlarını temizleme özelliği insanlar arasında en rağbet gören özelliklerindendir.Beyin için faydalı antioksidanlar içermektedir.İdrar söktürücüdür,böbrekleri temizler,iştahı açar,tansiyon düşürmede etkilidir,migren ağrısına,karın şişmelerine iyi gelir.Bunların yanında kanser hastalığına karşı da koruyucu özelliği vardır.Özellikle de bağırsak,meme,beyin,prostat kanserinde oluşan tümörlerin büyümesini engeller.Peki çayını nasıl yaparız bu karabaş otunun ? Pratik olarak 1 tatlı kaşığı karabaş otunu 1 bardak sıcak su içerisinde koyarak 5 dakika bekletip içebilirsiniz.Sigarayı bırakmak için de karabaş otundan faydalanılabilir.Bir su bardağı suyun içerisine 5 gr. kadar karabaş otu eklenir,3 dakika kaynatılarak süzgeçten geçirilir.Sigara içmek isteği uyandığında da içinizde,bu karışımdan bir miktar içtiğinizde istediğinizin azaldığını hissedeceksiniz.Bu kadar faydanın yanında da bir miktar zararı barındırması da şaşırtıcı olmaz aslen.Gebe kişilerin kesinlikle uzak durması gerekir.Abartılı kullanırsanız kusturucu etki yaratabilir.Terlemeye neden olursa hafif bir duş alınmalıdır.Karabaş otunun faydalarına bazı haber kolları da değinmeden edememiş gördüğümüz üzere :

Karabaş otunun faydaları bitmiyor

Şifalar içinde,iyi farkındalıklar

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz-

Karaca – Capreolus capreolus

Capreolus_capreolus
Fotoğraf : Azdavay

Avrupa,Anadolu ve Hazar Denizi’nin kıyılarında görülen bir geyik türü,Karaca.Bizim ülkemizin sınırları içinde ise sıcak bölgelerde seyrek ağaçlı alanalarda karşılaşılabilecek bir tür.Dünya’daki yayılış haritasının detaylısı için:

Karaca yayılış

Bu sınırlar içerisinde yaşayan en minik geyik türü de kendisi aynı zamanda.Uzun bacakları,kocaman gözleri,upuzun kirpikleri ile güzellikleri dillere destan.Kısa,üzeri pürüzlü boynuzları sadece erkeklerde bulunur.Kulakları oldukça büyük ve yukarı kalkıktır.Yazın kırmızı-kahverengi,kışın gri-boz kahverengi renkte olurlar.Kuyruklarının bağlandığı kısımda ‘ ayna ‘ olarak isimlendirildiği ile karşılaşacağınız büyükçe bir beyazlık bulunur.Aktif olmalarına rağmen 24 saat beslenebilirler.Menülerinde yaprak döken ağaçların ve çalıların yaprakları,kozalaklı ağaçlar,güller,çayırlar yer alabilir.Üreme dönemleri Temmuz ayında başlar Ağustos’a kadar devam eder.Üreme dönemi boyunca erkekler yaşam alanlarını koruma görevi edindiklerinden çok saldırgan olabilirler.Üreme dönemi davranışları arasında bağırma,sık daireler çizerek kovalama,genç ağaçları özel kokularıyla işaretleme sayılabilir.Alanlarına başka erkeklerin girmesi iki bireyin de ölümü ile bitebilecek boynuz boynuza ciddi kavgalar sonlanabilir.Mayıs-Haziran ayı doğum gerçekleşir,dişiler genelde ikiz doğururlar.Kürkleri ilk 6 hafta kadar beneklidir.IUCN Red List e göre LC seviyesindedir;henüz tür için ciddi bir tehdit söz konusu değildir yani.Bu sevimli geyiklerin daha fazla fotoğrafını görmek isteyenlere :

Nature Photo – Karaca

Daha bilimsel ve teknik verilere ulaşmak için türkçe dilinde yazılmış en detaylı karaca kaynağını önerebiliriz.

Karaca

Hoplayan,zıplayan enerji dolu türümüzle;iyi farkındalıklar.

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz-

Bahri – Podiceps cristatus

somormujos5745
Fotoğraf – Luis Garcia

Çok sık görebileceğimiz bir su kuşu ile dünki türsüzlüğümüzü telafi edelim bugün.Bahri , Küçükçekmece gölünden İzmir körfesine kadar her yerde görülebilecek bir kuşumuz.Naktan ve sakaladam gibi yerel adları da mevcuttur ama başka bir adı da mevcut ki biz o adı çok sevdik : yumurta piçi.Avrupa’daki en büyük batağandır.Boynunun önü ve göğsü parlak beyazdır,bu fark edilmesini kolaylaştırır.Üreme döneminde ise iki yanına kaldırabildiği kulak tüyleri ve kızıl boyunluğu ile fark edilmemesi imkansız hale gelir.Üreme dönemi dışında daha az süslülerdir,beyaz yanakları belirginleşir.Erkek-dişi diye dış görünüş değişmez,ikisinde de aynıdır.Gagaları pembemvari bir renktedir.Diğer batağanlar gibi ayaklarında perde bulundurmaz.Gençlerde ise boyun bölgesinde çizgili desenler görülür.Çok iyi yüzer ve dalarlar,gördüğünüzde bunu anlarsınız zaten.Bir o yandan dalar bir bu yandan çıkarlar sürekli.Derilerinin tekstil ürünleri için hammadde olarak kullanılması bir hayli zarar vermiştir onlara.19. yüzyılda İngilizler durumu abartıp bahri kafa süsleri şapkalarda kullanmaya başlamasıyla o bölgede soyları tükenmek üzeredir artık.Üreme dönemlerinde tatlı iç sular tercihleridir.Balıklarla beslenmeyi seven bahri karides,kabuklu-kabuksuz omurgasız gibi canlıları da mideye indirmeyi sever.Yavrular dişi tarafından bakılırken erkek avlanma görevini üstlenir.Gelgelelim ki kur hareketlerine.Kur hareketleri birkaç aşamadan oluşur.İlk olarak dişiyi gören erkek boynunu suyun üzerine doğru yaslar ve seri bir yüzüşe geçer.Ve bunları yaparken de kendine has bir ses çıkartır.Dişiye yaklaşır,şimdi sıra dişinin bu kuru kabul edecek mi etmeyecek mi karar vermesindedir;ee bu kadar kolay olmaz diye düşünerek erkeği sınarlar.Yaptığı hareketlerinin tekrarını bekler erkekten,uyum ve dengenin sembolü olarak.Eğer bu aşamadan geçebilirse erkek ikinci aşama başlar,geçemezse ısrar etmez başka dişilere yelken açmaya doğru yüzüşe geçer.İkinci aşamada dişi suya dalar,ilk sınavı vermiş erkek de onu izler.Erkek dişi ile aynı anda sudan çıkmak durumundadır.Sudan çıktıklarında ise her ikisinin de gagasında yosun bulunur.Bu yosunları raks eder edası ile birbirleri etrafında dönerek birbirleri ile değişirler.Eğer yosun değiştirme başarılı ise,erkek ikinci sınavı da vermiştir;ve çiftleşmek için her şey hazırdır.Daha fazla bilgi isteyen,nasıl ediyor merak edeni buraya alalım:

Trakus – Bahri

Yanıbaşımızdaki su kuşları ile birlikte,iyi farkındalıklar dileriz.

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz-