Kara Murat – Brintesia circe

31451Resim 1

Merhabalar ! Bugün oldukça yaygın bir türümüz ile beraberiz;Kara Murat ! Oldukça büyük bir kelebektir;boyutları 6-8 santim arasında değişkenlik gösterir.Kıyı kumulları arasında olandan tutun sub-alpin çayırlıklar ve otlaklara kadar herhangi bir kuru otsu habitatta görülebilirler.En bol görülebileceği habitatlar ise ovalar ve otların seyrek büyüdüğü sıcak platolardır.0-1800 m arasında her yükseklikte bulunabilirler.Genellikle kanatları kapalı halde karşımıza çıkar.Kamuflaj konusunda oldukça başarılı olduklarından;her zaman fark edilemeyebilirler.Yumurtalar;dişi uçarken bırakılır,bu nedenle rastgele dağıtılmış olur.Larvalar alacakaranlıkta çıkar;Festuca,Bromus,Sesleria,Lolium ve Anthoxanthum (Poacae) ile beslenirler.Tamamen gelişmiş bir larva açık kahverengidir,üzerinde soluk ve koyu dorsal ve lateral hatlar bulunur.Pupalar iri,pürüzsüz ve kırmızımsı bir renktedir.Genellikle pupalar,çalı gölgesinde ve yüksek olmayan yerlerde bulunur.Hem erkek hem dişi bireyler Origanum,Thymus ve daha pek çok çeşit otun nektarıyla beslenirler;bunun yanında ağaçlardaki nektarlar ile beslenirlerIUCN Red List’e göre LC kategorisinde yer alırlar(1).
Bu güzel kelebeğimiz ile,iyi farkındalıklar dileriz !

– Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyorum. –

_____________________

Kaynaklar :

Resim 1 : http://www.trakel.org/kelebekler/?fsx=2fsdl15@d&idx=22926#.VNDp7WisU-g

(1) : http://eunis.eea.europa.eu/species/90845

TRAKEL
http://www.trakel.org/kelebekler/?fsx=2fsdl17@d&tur=Kara%20Murat

Butterflies of Europe
http://www.learnaboutbutterflies.com/Europe%20-%20Brintesia%20circe.htm

Ağaç Sansarı – Martes martes

Resim 1

Merhabalar! Uzunca bir ardan sonra bugün memelilerimizden biri ile geri dönüş yapıyoruz;bir daha böyle ara vermemek sözü ile.Ağaç sansarı ile yeniden merhaba ! Geceleri aktif olan bu türümüz;kahverengi tonlarında kürküyle,açık kahverengi boğaz bölgesiyle ve uzun-kabarık kuyruğuyla hemen kendini belli eder(1).Kısa bacaklı ve sivri kafalıdırlar.Kaya sansarı ile karışabilirler,ayırmak için boyun altındaki leke ve kuyruk kullanılabilir.Boynunun altında göğse kadar ulaşan sarıdan portakal sarısına kadar değişen ve adeta bir papyon görünüşünde olan leke kaya sansarında olduğu gibi bacaklara doğru çatallanma yapmaz;kuyruğu kaya sansarından daha püsküllüdür(2).Geniş bir beslenme diyetleri bulunur,menüleri mevsime ve döneme bağlı uygun yiyecekler ile değişim gösterir.Küçük kemirgenler,kuşlar,böcekler,leş ve yumurtalar ile beslenebilirler;sonbahar döneminde çilek önemli besin kaynaklarıdır.Çam Ökseotu(Viscum album ssp. austriacum)’nun tohumu, etrafındaki meyve özünden dolayı Ağaç Sansarları’nın sevdiği besinler arasındadır(2).Tırmanışta kendilerini çok iyi geliştirmiş olsalar da,yerde avlanmayı tercih ederler.Genelikle yakınlarında açıklık alan bulunan yoğun ağaçlık alanları tercih ederler.2000 ile 2400 metre yüksekliğe kadar çıkabilirler.Gündüzleri kaya yarıkları, ağaç kovukları, yırtıcı kuşların yuvaları, terk edilmiş harabelik alanlarda iyi bir saklanma olanağı bulur.(2).Baş düşmanları ise kartallar ve tilkilerdir(3).3-8 arasında yavrulayabilirler.9 ayda erginleşirler,ömürleri 15 yıldır. IUCN Red List’e göre LC kategorisinde yer almaktadırlar(4).Türü başlıca tehdit eden etmenler habitat kaybı ve avcılıktır.
Bu güzel türümüz ile birlikte,uzun bir aradan sonra tekrar iyi farkındalıklar !

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz.-

________________________

Referanslar

Resim 1 : http://i.telegraph.co.uk/multimedia/archive/01916/pine-marten_1916551i.jpg
(1) : Arkive
(2) : TRAMEM
(3) : Vikipedi
(4) : IUCN Red List

Mersin Morinası – Huso huso

Beluga-facial-detail
Kaynak

Bugünkü türümüz,Avrupa’nın en büyük tatlısu balığı ve dünyanın en büyük mersin balığı olan Mersin Morinası.Boyu 5 metreyi bulabilen bu devasa balık;hakim olarak koyu gri renklerde,karın altı ise beyaz rengindedir.Ağırlığı 2,075 kg ‘ a kadar çıkabilir.Hayatının büyük bir dönemini denizde geçirir,yumurtlamak için tatlısuyu tercih ederler;yani anadromdurlar.Cinsel olgunluğa ulaşması 18 yıl kadar alabilir,olgunluğa ulaştıktan sonra 2-4 hafta arasında bir yumurtlarlar.Erişkinler yumurta bırakmak için sonbahar dönemlerinde akıntıya karşı yüzerek yumurtalarını gölgede kalan göletlere bırakırlar.Bir tek dişi tek seferde 300,000 ila 7.5 milyon yumurta bırakabilir,yumurtaları gölet tabanlarına ya da taş üzerilerine yapışık halde bulunur.Yavrular yüzeye yakın yerlerde zaman geçirir,küçük omurgasızlarla beslenirler.Erişkinler ise beslenmek için hamsi,kayabalığı ya da ringa balığı gibi balıkları tercih ederler.Ana dağılımı Karadeniz olup,yumurtlamak için Volga Nehri’ni tercih ederler.IUCN Red List’e göre “CR” yani kritik tehlike altındadır.Dinazor zamanından beri hayatta olup günümüze kadar hayatta kalabilmiş olan Mersin Morinası’nın en önemli tehdit edilme nedeni ticari amaçlardan dolayıdır;bunların en başında da aşırı avlanma gelir.Yumurtaları havyardan dolayı çok talep görür.Havyarı çok ünlüdür,bu nedenle en pahalı balık olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiştir.Karadeniz’de yasadışı avcılığın yaygınlığı,bu durumu daha da kötüye taşır.U.S. Fish and Wildlife Service’in tahminlerine göre,üretilen mersin morinası havyarlarının %50’si yasal değildir.Bunun yanında habitat tahribatı,kirlilik ve barajlar gibi nedenlerle nehir sistemlerinin bozulması mersin morinasını etkileyen bir diğer önemli faktör;örneğin Volgograd Baraşı neredeyse mersin morinalarının neredeyse bütün yumurtlama alanlarını balıkların ulaşımına kapatmıştır.Daha da detaylı bilgi istiyorum ben diyenler ve ingilizce bilenler için Animal Diversity’i öneriyoruz şiddetle.Erdal Üstündağ’ın mersin balıkları ve Türkiye’deki türlerin genel özelliklerini belirttiği yayınına göz atmak isteyenler olursa buradan ulaşabilirler:

Makale_050203.pdf erişimi için tıklayın

Bu güzel balığımız ile birlikte,iyi farkındalıklar dileriz.

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz.-

__________________________

Referanslar

1.Animal Diversity
http://animaldiversity.org
2.Arkive
http://www.arkive.org
3.Wikipedia
http://en.wikipedia.org
4.Food and Agriculture Organization of the United Nations
http://www.fao.org/fishery/species/2072/en
5.Sturgeon Web
http://www.sturgeon-web.co.uk/

Zembil otu – Briza maxima

Briza maxima-6703
Kaynak

Merhabalar herkese ! Bugünkü türümüz Zembil otu,bir diğer ismi ile Kuş Yüreği ya da Çıngıl.Fakat Kozak yaylasına giderseniz ” tavşan küpesi ” ismiyle de duyabilirsiniz.Tek yıllık otsu bir bitkidir,60 cm e kadar büyüyebilir.Yol kenarları,çayırlık alanlar,açık ormanlar,yarı kurak bölgelerdeki kıyılar,bahçeler onları görebileceğimiz uygun alanlardan.Bir dalda yaklaşık 15 adet çiçeği bulunur.Tohumları ve yaprakları yenilebilir ve yumuşatıcı özelliği de vardır.
Maalesef bu güzel türümüz ile ilgili çok fazla bilgi ulaşılabilir kaynaklarda mevcut değil.Bunun yerine istemeyerek de olsa sizi türün güzel fotoğraflarını seyretmek üzere yalnız bırakıyoruz :

Doğal Hayat- Zembil Otu

Doğal Hayat- Zembil Otu 2

Bu güzel bitkimiz ile,iyi farkındalıklar dileriz !

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınız bekliyoruz.-

____________

Referanslar

1. Ebitki
http://www.ebitki.com
2. Ağaçlar
http://www.agaclar.net
3. Royal Horticurtural Society
https://www.rhs.org.uk
4. Seedaholic
http://www.seedaholic.com/

Parlak Karınca – Formicoxenus nitidulus

Marek Barowniec

Marek Borowiec

Yeniden merhaba ! Uzun bir sürenin ardından yazmaya tekrar başlıyoruz,ilk türümüz de Parlak Karınca.Öncelikle belirtelim,ismi türkçeleştirmeyi latince isminden referansla biz üstlendik.Bu isimle bakarsanız internette bulunan kaynaklarda bir bilgiye ulaşamazsınız bu nedenle,önerimiz latince ismi üzerinden araştırmanız.
Çoğu kaynakta Türkiye’de yayılımı olup olmadığı konusunda bir bilgi bulunmasa da Kadri Kıran ve Celal Kahraman’ın Türkiye’nin karınca faunası üzerine yaptıkları yayından buralarda da görme ihtimalimiz olan bir tür olduğunu öğrenebiliyoruz.Küçük bir karınca türüdür,2-3 mm boyutlarındadır.Çeşitli orman karıncası türlerinin yuvalarının içerisinde onlarla beraber yaşayabilir – Formica aquilonia ve Formica lugubris gibi-.Bu nedenle ingilizce adı ” Shining guest ant ” dir.Guest-hayalet ismi bu özelliğinden dolayı verilmiştir.Beraber yaşadığı karıncalardan daha parlak renkleriyle ayırt edilebilirler.Kraliçeler daha koyu renklere sahiptir,alışılmışın dışında bir şekilde diğer karıncaların arasındadırlar.Bu türümüzle ilgili birçok şey gizemini koruyor;orman karıncalarıyla arasındaki işbirliği,ne ile beslendikleri hakkında bilmediğimiz şeylerden bazıları.Genellikle 100 civarı işçiden oluşan küçük koloniler oluştururlar.Konukladıkları yuvalardaki ağaç parçaları ya da eğreltiotlarının arasına yerleşirler.Bir yuvada birden fazla koloni bulunabilir.Erkeklerde kanat bulunmaz;bu nedenle birçok karınca türünde olduğunun aksine çiftleşme uçuşu yapmazlar,yuva yüzeyinde çiftleşirler.Kraliçe karınca bazen başka konuk yuvalara uçar,bazen de bulunduğu yuvadaki bireylerle çiftleşerek yeni bir koloni kurar.Konuk oldukları yuvaların asıl sahipleri onları umursamazlar,böylelikle yuva içerisinde kolaylıkla gezinebilirler.Fakat;işçi parlak karıncaları konuk oldukları yuvaların işçileri yakalarlar,genellikle zarar vermeden serbest bıraksalar da bazen onlara saldırabilirler.Bu nedenle işçiler ortalıkta sık sık görünmezler,arada sırada bulundukları yerden dışarı çıkıp hızlıca konuk yuvadan dışarı çıkarlar.Eğer konuk oldukları yuvanın sahipleri yuvayı değiştirirse;larvalar,pupalar ve kraliçe işçiler tarafından taşınır ve onlarla beraber yuva değiştirilir.Bu küçük türümüz IUCN Red List’e göre VU-Hassas statüsünde.Türü tehdit eden en önemli faktörler konuk türleri etkileyen faktörler.Bunların da başında tarımsal aktiviteler geliyor.
Türümüzle ilgili bir de güzel bir video var,izlemek isteyen görünümünü ve konuk karıncaları ile arasındaki boyut farkına daha yakından bakmak isteyenler buradan buyursun :

Yeniden beraber olmanın heyecanı ile,iyi farkındalıklar !

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarını bekliyoruz. –

Uzun Kuyruklu Baştankara – Aegithalos caudatus

Long-tailed Tit 280111 153

Kaynak

Bugünkü türümüz baştankara ailesinin sevimli üyesi uzun kuyruklu baştankara.Adı ne kadar baştankara da olsa;bu kuşlar baştankara ailesinden değillerdir.Uzunkuyrukgiller ailesinden olup bu ailenin bölgemizde yaşayan tek türüdür Uzun Kuyruklu Baştankara.Yaygın bir tür olup,kensini korularda,bahçelerde görme şansınız çok yüksektir.Koyu renk ayak,kırmızı göz çizgisi gibi başka ayırt edici unsurları olsa da adından da anlaşılacağı gibi uzun kuyruğu ile de oldukça dikkat çekicidir.Bulunmayı en çok sevdiği alanlar ise;zengin bitki örtüsü olan ve yaprak döken ormanlar,bu kriterde çeşitlilik içeren parklar ve büyük bahçelerdir.Yerli bir kuşumuz olduğu için Trakya,Marmara, Karadeniz,Ege ve Akdeniz ile Orta Anadolu’nun kuzeyine kadar her yerde yaz-kış gözlenebilir.Yemek listesi hayli geniş:Böcekler,larvalar,örümeklerle beslenseler de kuş yemleme istasyonlarının da ziyaretçileri arasındadırlar.Bu yemek listesi içerisinde de en sevdiği yiyecek yer fıstığıdır.Diğer baştankaralar besinlerini ayaklarının arasında sıkıştırarak yerler fakat uzun kuyruklu baştankara bu hareketi yapmaz.Yuvalarını Mart-Temmuz ayları arasında yaparlar.Yapım aşamasında onlara yarım olan malzemeler ise;tüyler,kıllar ve yosunlardır.Bu malzemeleri bir arada tutabilmek için de örümcek ağlarını kullanırlar.Yuva yapma sancılı ve uzun bir dönemdir;2 ila 3 haftalarını harcamaları gerekir,bu süre zarfında ise 2000 den fazla tüye ihtiyaçları vardır.Yuva ağızları çoğunlukla tepeye bakacak şekilde yapılır.Kışın ısı tasarrufu yapabilmek adına komün halde konaklarlar;buna rağmen kışın en yüksek ölüm oranına sahip kuşlarındandırlar.Bunun yanında yapay yuvaları da kullandıkları gözlenmiştir.Her ne kadar sürüler halinde dolaşsalar da bahar gelince çiftler halinde yaşamaya başlarlar.Kuluçkaya dişi birey yatsa da yavru besleme görevini iki birey aralarında bölüşürler.Tür içinde yardımlaşma da söz konusudur Uzun Kuyruklu Baştankara’da;yavru besleme işine o dönem çiftleşemeyen erkek bireyler de yardım ederler.Bunun yanında eğer bir çiftin yuvası bozulursa,bir akrabalarının yuvasını bulup yeğenlerinin beslenmesine yardımcı olurlar.Çiftler birbirine çok bağlıdır ve asla ayrılmazlar.Yumurtaları beyaz-pembe arasındaki bir renkte ve kırmızı noktalıdır.Ağaçtan ağaca geçerler sürekli,hareketli kuşlardır.Bu hareketli,yerinde duramayan kuşlarla tanışmak için parklarda gözlerinizi ağaç dallarında gezdirmeniz yeterlidir.Bu güzel kuş ile karşılaşmanız dileği ile,iyi farkındalıklar.

– Yanlışımız,eksiğimiz için her daim iksaz mesajlarınızı bekliyoruz. –

Mavizebra – Leptotes Pirithous

Leptotes pirithous_05613W

Kaynak

Bugünkü türümüz kelebeklerimizden Mavizebra Kelebeği.Küçük bir kelebek olan Mavizebra,kahverengimsi ve mavimsi-grimsi renklere sahiptir.Uzaktan güveleri andırabilirler.Kanat açıklıkları 24-26 milim arasındadır.Antenleri,kafaları ve göğüsleri siyahtır.Yetişkin erkek bireylerde kahverengi kanat üzerinde mor bir parlaklık bulunur.Larvaları soluk yeşilimsi sarı renktedir,vücutlarının ortasında dar bir kahverengimsi çizgi bulunur.Pupaya girme zamanı yaklaştıkça renkleri daha dağınık şekilde gözükür.Pupaları donuk sarımsı renktedir,üzerilerinde bolca kahverengi lekeler bulunur.Türkiye’nin güney bölgesinde,özellikle de kıyı kesimlerde yaygın olan bir kelebektir kendisi.Uçuş ayları Mart-Ekim arasıdır.1250 metreden alçak yerlerde bulunan açık alanları ve otlakları tercih ederler.Türün larvadan erişkin kelebek haline gelene kadar tüm evrelerinin fotoğraflarını görmek isteyenlerimize bu siteyi tavsiye ederiz :

Fleeting Wonders-Leptotes pirithous

Mavizebra ile,iyi farkındalıklar dileriz !

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz.-

Kedi Gözlü Yılan – Telescopus fallax

Telescopus-fallax-2

Kaynak

Dikkat çekici ismi ile gözleri hemen üzerine çekebilen türümüz,Kedi Gözlü Yılan.Baştan söyleyelim:Kendisi zehirli bir yılan;fakat zehirli olmalarına karşın insanlara karşı bir tehdit içermezler. Zehir dişleri ağızlarının arkasında olduğu için ısırsalar bile zehri boşaltamazlar.Zehirlerini sadece avlarını bayıltmak için kullanırlar.Avlarına saldırdıktan sonra avlarının kaçmasına izin verirler ve uzaktan avlarını izlerler.Kısa bir zaman sonra avları bayılır ve yemek Kedi Gözlü Yılan için hazırdır.Bir metreye kadar büyüyebilirler.Sırt rengi grimsi-kahverengimsi renktedir bu türün.Sırtında koyu renkli büyük benekler bulunur,renkleri kuyruğa doğru gidildikçe açılır.Başının üst kısmı daha koyudur vücuduna nazaran.Karın bölgesinde sarımsı benekler bulunur.İsimlerini bol ışıkta dikey hale gelen göz bebeklerinden alırlar.Beslenme listesi içinde fareler gibi küçük kemirgenler,kertenkeleler ve çeşitli omurgasızlar yer alır.Sabah erken-gece geç vakitte avlanmaya çıkarlar.Onlarla karşılaşmak için uygun alanlar taşlık bölgeler,yamaçlar,güneş alan bölgeler,yol kenarları ve harabelerdir.1600 metreye kadar olan yerlerde görülme olasılıkları daha fazladır.Tırmanma konusunda başarılılardır,öyle ki oldukça dik yerlere kolaylıkla çıkabilirler.Taşlık yerlerde bulunan oyuklara yumurtlamayı tercih ederler.Tek seferde 3 ila 7 yumurta arasında yumurta bırakabilirler.Ülkemizde Güney,Batı ve Güneydoğu Anadolu’da sevdiği ortamlarda görme olasılığımız çok yüksek bu türü.IUCN Red List‘e göre türün durumu LC seviyesindedir.Tür ile ilgili daha fazla fotoğrafa bakmak isteyenlerimiz için :

EuroHerp – Telescopus Fallax

Güzel sürüngenimiz ile,iyi farkındalıklar !

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz.-

Kral Eğreltisi – Osmunda Regalis

Osmunda-regalis-2

Kaynak

Bugünün türü,çiçeği olmayan bitkilerimiz eğreltilerin üyesi olan Kral Eğreltisi.Dünya’da 10.000 ‘ e yakın farklı türde eğrelti olduğunu duyduğumuzda hissettiğimiz şaşkınlığın etkisi ile bugün bu türü girmeye karar verdik.100-200 santim arasında değişen boyu,30-300 santim arasında değişebilen kocaman yaprakları,2 ile 6 santim arasında değişen yaprakçık uzunluğu vardır.Dünyanın her yanında görülebilir,çok yaygın bir eğrelti türüdür.Ülkemizde Karadeniz bölgesinde oldukça yaygındır.Güneşli yerleri,yarı gölge ve nemli çayırları,dere kenarlarını,turbaları ve bataklıkları sever.-20 dereceye kadar soğuğa dayanabilir.Halk arasında bilinen şifa bitkilerinden biridir aynı zamanda;bunun için bitkinin sonbaharda köklenip kurutulmuş köksapları kullanılır.İshal giderici,idrar arttırıcı,güçlendirici,yara iyileştirici etkileri vardır.Sarılıkta,iç organ ameliyatlarından sonra ve raşitizimde de kullanılabilir.Bu şekilde yararlanmak isteyenlere yöntemi burada : 10-20 gram kök 1 litre kaynar suyla demlenir ve günde iki-üç kez birer bardak içilir.Yaprakları yaralara ve romatizma ağrılarının hissedildiği yerlere dışarıdan kompres olarak uygulanır.
Afşar otu (Asarum europaeum) kökleriyle kral eğreltisinin yaprakları birlikte demlenerek çocuklardaki bağırsak kurtlarına karşı da kullanılır.Bunları söyledikten sonra bir noktaya dikkat çekmeliyiz:Bazı eğrelti türleri vücutta B vitamini kompleksine yol açabiliyor.Bu türün bu rahatsızlığa yol açıp açmadığı ise bilinmiyor.Ama bitkinin bütünüyle kurutularak ya da pişirilerek kullanımı bu tehlikeyi ortadan kaldıracağından,tüketebilirsiniz;biz öyle duyduk.Bu kadar yaygın olmasına rağmen,varlığını fark etmediğimiz tür ile;iyi farkındalıklar !

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınız bekliyoruz.-

Mutur-Phocoena phocoena

harbor-porpoises_569_600x450

Kaynak

Daha evvel hiç balina takımından bir tür girmemiş idik.Uzun bir aradan sonra sularımızın büyük memelilerinden sayın Mutur ile karşınızdayız.İçinde Vikipedi’nin de bulunduğu birkaç kaynakta ise ismi Musur olarak geçiyor.Tanım olarak da yunussu balina denmiş.Anlamıysa Latince’de “büyük deniz hayvanı” olmakla beraber Yunanca’da “deniz canavarı”dır.Özellikle yunuslarla karıştırılabilirler lakin biraz daha dikkatli bakıldığı takdirde fark edilir ki yunusların burunları sivridir(gagamsıdır) ve uzundur,Muturların ise daha yuvarlaktır ve küttür.Davranışsal açıdan bakıldığındaysa yunuslar bol bol suyun yüzeyine atlarlar ama muturlar atlamazlar.Üstelik bu sevimli türümüz yunuslardan ebat olarak daha küçüktürler.Ortak özellikleriyse şudur ki,ikisi de teknelerin peşinden koşmayı severler.Sırtlarında küçük üçgen bir yüzgeçleri vardır ve tek yüzgeçlidirler.Muturlar genellikle kıyı kesimlerde varlıklarını devam ettirirler.Karadeniz Havzası’nın kıyı kesimleri muturları rahatlıkla görebileceğimiz alanlardır.Tramem’den edindiğimiz bilgiye göre İstanbul’da Samsun’da ve Bartın’da sürekli olarak rast gelebiliriz.Çok çok nadir de olsa Akdeniz’de de görme ihtimalimiz vardır.Suyun az tuzlu olmasını tercih ederler ve mümkünse 15°C olan soğuk veya ılıman denizleri tercih ederler.Siyah renkte olanlarının mevcut olmasıyla birlikte genellikle boz mavimtrak bir gri renktedirler.Vücutlarının altıbeyazımsı renktedir.Küçük balıkları yiyerek beslenirler.Erkekleriyle dişilerinin görünüş olarak farklılıkları yoktur ama ağırlıkları farklıdır.Dişiler 72-73 kilogram olabilirken erkekler 61-62 kilograma olabilirler.Yazları çiftleşirler,11 ay gebelikleri sürer ve ertesi sene bebekleri 3 kilo kadar dünyaya gelir.Hiç kılları yoktur,kalın bir yağ tabakaları vardır,onları soğuktan koruyansa bu tabakadır.200metreye kadar dalabilirler ve kalabalık olmayan sürüler halinde gezerler.Redlist’e göre LC seviyesindedirler.Türün azalmasında en önemli faktör balıkçılıktır.Yüzgeçleri balık ağlarına takılmaktadır ne yazık ki.Bunun dışındaki tehditler ise ; denizlerdeki kimyasal kirlilik,gemi trafiği,gürültü ve yırtıcıların aşırı avlanmasıdır.Umarız ki tehdit seviyeleri daha ileriye gitmez.
Bu bilgilerin üzerine biraz daha araştırmak isterim derseniz
UK Whales‘ i ziyaret etmelisiniz.
İngilizce olmasın Türkçe’den okuyayım derseniz’de TRAMEM‘e uğrayın deriz.
Balinalardan ilk türümüz,Mutur ile iyi farkındalıklar!

-Yanlışımız,eksiğimiz için her daim ikaz mesajlarınızı bekliyoruz.-